17 Ekim 2011 Pazartesi

RENGARENK





Merhaba,

Geçtiğimiz Pazar günü bir çılgınlık edip Koçtaş’a gittim.

Biliyorum insanlar üstüme gelecek, park yeri bulacağım malum, ev alışverişinden anladığım ise pek söylenemez doğrusu..

Ama dedim ya, çılgınlık edesim tuttu işte..

Bunun için kendime partner olarak birbirimizin dilini anlayıp, nazımızı çekeceğimiz birde arkadaş buldum.
Sonrasını hatırlamıyorum..

DEMEYECEĞİM.

Mağazanın avantajı pek tabi çeşit çeşit ihtiyaçların her birini tek bir alanda toplaması. Benim niyetim daha çok odama çeşit katabileceğim, pratik şeyler bulmaktı.

Ama ben işime yarayan şeyleri pek sevmezmişim onu anladım.

Bunun yerine bakınca gözümün gönlümün açılacağı, içimden sevgi naraları atacağım, odama da renk katacağını düşündüğüm aşağıdaki çerçevelerden almak oldu. :)

Bunlar birbirlerine yapışık, esasında beyaz gözüken yer mantar. Yani küçük küçük notları bir tıkla hatırlayacağınız bir alan yaratmışlar ancak ben oraya da foto koydum :)

Onun dışında yine sağ alt köşede 2 tane pembe mıknatıslar ve kalın uçlu siyah kalem var, oraya ben yine duramayıp foto koydum ama sanırım fotoyu kaldırıp şu değerli kelimeleri yazacağım;

* Huzur
* Dostluk
* Aşk
* Kahkaha
* Sabır
* “Es Geçme”

Bu blog kimler tarafından okunmuşsa yukarıdaki şıkları kendilerine armağan etmeyi ihmal etmem, içim rahat etmez.

Önemli Not: Taçsız Ece’m sen gönlümüzün tacı, canı, prensesisin.

Sevgiler.
Mel*

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder